AHLAK


KİBİR, kişinin kendisini, kibirlenmiş olduğu kişiden üstün görmesi anlamındadır. Bu sıfat, ucb sıfatının bir ürünüdür.
1-) Kibir ile ilgili ayetler
Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
“yeryüzünde haksız yere böbürlenenleri ayetlerimden uzaklaştıracağım”
(A’raf, 146.)
Diğer bir ayeti kerimede yüce Allah şöyle buyurmuştur:
“Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler”
(Mumin, 35.)
(peygamberler) fetih istediler (Allah da verdi). Her inatçı zorba da hüsrana uğradı”
(İbrahim, 15.)
“Kuşkusuz O, büyüklük taslayanı asla sevmez”
(Nahl, 23.)
Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “kalbinde hardal tanesi kadar bikir olan kişi cennete giremez ve kalbinde hardal tanesi kadar iman olan kişi cehenneme giremez”
Hz. Peygamber (s.a.a): “ Yüce Allah şöyle buyurmuştur:  Ululuk benim cübbemdir yücelik ise benim giysimdir. Dolayısıyla bu iki şey üzerinde benimle çekişen kişiyi cehenneme düşürürüm” El-Kafi kitabında İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Kibir yüce Allah’ın giysisidir. Kibirlenen kişi ise bu giysi üzerinde yüce Allah’la kavgaya tutuşmuştur”
İmamMuhammed Bakır’ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:” İzzet ve kibir yüce Allahın giysisidir. Kim bu giysiler üzerinde yüce Allah’la kavgaya tutuşursa Yüce Allah onu cehenneme gömer”
İmam Cafer-i Sadık’ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Kalbinde zerre kadar kibir taşıyan kişi cennete giremez”
Muhammed bin Müslim, İmam Bakır(a.s) veya İmam Cafer-i Sadık’tan (a.s) nakletmiş olduğu hadiste İmamın şöyle buyurduğunu nakleder: Kalbinde hardal tanesi kadar kibir olan kişi cennete giremez. Ravi şöyle der: İmamın (a.s) bu sözü üzerine “İnna lillah ve inna ileyhi raciun” (Şüphesiz biz Allah’a aitiz ve şüphesiz O’na döneceğiz) İmam(a.s): “ neden bu ayeti okudun” diye sorunca “sizin bu sözünüzün üzerine söyledim” dedim. İmam (a.s):  Söylediğim şey senin anladığın gibi değil, bu sözü söylerken Allah’a karşı gelmeyi kastettim, söylediğim şey Allah’a bilerek karşı gelmektir” diye buyurdu.
İmam Cafer-i Sadık’ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Kibir, insanları küçük görüp onları aşağılamak ve hakkı hiçe saymaktır. Ravi şöyle der: “İnsanları aşağılamak ve hakka duyarsız olmak ne demektir?” diye sordum bunun üzerine İmam(a.s) şöyle buyurdular: Hakkı bilip bilmeden hak üzere olan insanlara saldıran kişi anlamındadır. Kim bunu yaparsa Allah’ın giysisi üzerine onunla kavgaya tutuşmuştur.
İmam Cafer-i Sadık’ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Cehennemde kibirli insanlara özgü “Sakar” isminde bir çöl vardır. Bu çöl aşırı kızgınlık yüzünden yüce Allaha şikayette bulunacaktır ve bir nefes almasına izin vermesini isteyecek. Nefes aldığında ise cehennemi bile yakacaktır.
İmam Cafer-i Sadık (a.s) “ Kibirli insanlar kıyamet gününde karınca gibi hasredilecektir ve yüce Allah’ın hesap işi bitene dek bu karıncalar insanların ayakları altında ezileceklerdir.”
Acaba Kibirli miyim?

Kalbini kibir konusunda denetlemeyen şahıs, Allah katında kibirli birisi olarak bilindiği halde kendisini tevazulu biri olarak düşünebilir. Bu sebeple dünyadaki çabaların hiç olmasına zemin hazırlayabilir. Beş yöntem  kullanarak kalbinizi kibir konusunda dentleyebilirsiniz.
1)      Bu yöntem kişi kendi seviyesinde gördüğü birisiyle herhangi bir konu üzerinde  tartışılmalıdır.  Buradaki hassas an, doğru sözün diğer tarafın ağzından çıktığı andır. Bu anda kişi bu sözü kabul etmekte, doğrunun bu olduğunu dile getirmekte zorlanıyorsa; arkadaşına teşekkür etmekte sıkıntı yaşıyorsa, bu kişinin kalbinde var olan gizli bir kibir göstergesidir.
2)      Şahıs, kendi seviyesinde olan bir akraba ve arkadaşlarıyla bir araya gelmeli ve diğerlerinin üstte oturduğu halde kendisi aşağıda oturmalıdır. Bu durum kişinin kalbine ağır geliyorsa bu durum kalpteki kibir hastalığının göstergesi olur.
3)      Fakir ve yoksulların davetini kabul etmek, akraba ve arkadaşlarının çarşı pazardaki işlerinin peşinden koşmak kişiye ağır geliyorsa bu kibir hastalığının belirtisidir.
4)      Kendi ve ailesinin ihtiyaç duyduğu malzemeleri çarşıdan alıp da eve taşımak kişiye ağır geliyorsa, bu, kibir ve riya hastalığının bir belirtisidir.
5)      Eski giysiler giymek kişiye ağır geliyorsa, bu kibir hastalığının bir belirtisidir.


Burada bilinmesi gereken en önemli konulardan birisi şudur: Her tür tevazu iyi olmayabilir ve ancak aşağılanmaksızın ve hakarete uğramaksızın yapılan tevazular tavsiye edilir. Zira aşırıya gitmenin her iki şeklinde de kötüdür ve işlerin en iyisi orta halli olanıdır.

S. Abdullah ŞUBBER/ AHLAK kitabından alıntıdır.

Yorumlar